Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir, Nasıl Açılır?

  1. Sayılı Türk Medeni Kanununa göre boşanma davası anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki şekilde açılabilir.

Anlaşmalı boşanma davası, en az 1 yıllık evlilik sürdüren eşlerin, birlikte mahkemeye başvurmasıyla ya da eşlerden birisinin diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmesi ile gerçekleşir. Eşler serbest iradeleri ile müşterek çocukların durumu ve mali sonuçlar bakımından bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlemesi hazırlarlar. Çekişmeli boşanma davası ise, taraflar arasında boşanmada hangi tarafın kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat, nafaka, velayet, ev eşyalarının paylaşımı vb. gibi boşanmanın fer’ilerine ilişkin konularda çekişmenin yaşandığı bir dava türüdür. Çekişmeli boşanma davası da genel veya özel boşanma sebepleri olmak üzere iki kategorik sebebe dayanılarak açılabilir.

Anlaşmalı Boşanma Davasının Açılması

Anlaşmalı boşanma davası TMK Madde 166/3’te düzenlenmiştir. Buna göre anlaşmalı boşanma davası açılabilmesinin şartları şunlardır:

1. Evlilik ilişkisi en az 1 yıl sürmelidir.

Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için evlilik ilişkisinin en az 1 yıl sürmesi gerekir. Evlilik ilişkisinden anlaşılması gereken, taraflar arasında yapılan resmi nikahtan itibaren en az bir yıllık bir sürenin geçmiş olmasıdır.

2. Eşlerin mahkemeye beraber başvurmalı ya da bir eşin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul etmelidir.

Taraflar ortak bir dilekçe ile başvurmaları sonucu anlaşmalı boşanma gerçekleşebileceği gibi eşlerden birinin usulüne uygun olarak açmış olduğu boşanma davasındaki tüm talepleri diğer tarafın kabul etmesi ile de anlaşmalı boşanma gerçekleşebilir. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki,  boşanma davası çekişmeli olarak açılmış ve devam etmekte iken tarafların anlaşmalı boşanma iradelerini açıklayan protokolü mahkemeye sunmaları ya da duruşma esnasında anlaşma şartlarını duruşma zaptına geçirmeleri halinde  de anlaşmalı boşanma gerçekleşebilir.

3. Taraflar hakim huzurunda boşanma iradelerini açıklamalıdır.

Hakim tarafların iradelerinin herhangi bir nedenle fesada uğradığını tespit ederse boşanma talebini reddedecektir. Boşanma, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu için tarafların boşanma iradelerini hakim huzurunda bizzat açıklamaları gerekmektedir yani, boşanma avukatının tarafların yerine geçerek boşanma iradesini açıklaması mümkün değildir.

4. Hakim, boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu ile ilgili düzenlemeyi uygun bulmalıdır.

Tarafların, hakime sunmuş oldukları anlaşma şartlarındaki maddi-manevi tazminat, nafakalar, çocukların velayeti, çocuklar ile kişisel ilişki tesisi gibi hususların hakim tarafından uygun bulunması gerekmektedir. Hakim gerek görürse bu şartlarda değişikliğe gidebilir. Ancak hakimin yapmış olduğu bu değişiklikler taraflarca kabul edilmesi durumunda anlaşmalı boşanma gerçekleşebilir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nerede Açılır?

Aile hukukundan doğan davalardan birisi olan anlaşmalı boşanma davası Aile Mahkemesinde açılır. Yani boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Ancak, Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi de davaya bakabilmektedir.

Yetkili mahkeme ise TMK m.168’de belirtilmiş olmakla, Kanuna göre yetkili mahkeme eşlerden birisinin yerleşim yeri Aile Mahkemesi ya da davadan önce 6 ay birlikte oturdukları yer Aile Mahkemesidir.

Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nedir ve Nasıl Hazırlanır?

Anlaşmalı boşanma protokolü TMK m.166/3’te sayılan hususlara yer vermesi gereken ve sözleşme serbestisi ilkesi gereği, içeriğinde başka hususlara da yer verilebilen bir protokoldür. Bu anlaşmalı boşanma protokolü eşler tarafından, kendi hür iradeleri ile kabul edilerek imzalanmalıdır.

Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Bulunması Zorunlu Unsurlar şunlardır:

  1. Boşanmanın mali sonuçları (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat gibi hususlar)
  2. Müşterek çocukların velayeti ve çocuklar ile velayet hakkı kendisine verilmeyen eş arasında kişisel ilişki kurulması hususu

Anlaşmalı boşanma protokolü bakımından dikkat edilmesi gereken en önemli konuların başında müşterek çocukların velayeti ve çocuklar ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi gelmektedir. Çocukların velayeti, eşlerden birisine verilebileceği gibi, eşler arasında da paylaştırılabilir. (örneğin müşterek 3 çocuk bulunması durumunda çocuklardan birinin velayeti anneye, diğer iki çocuğun velayeti babaya verilebilmektedir)

Çocuğun velayet hakkı kendisine verilmeyen ana veya baba ile müşterek çocuklar arasında  kişisel ilişki kurulması hususu anlaşmalı boşanma protokolünde düzenlenmesi gereken bir diğer önemli husustur. Kişisel ilişkinin kapsamında, ilişkinin kurulacağı zaman dilimi, süresi, ilişkinin niteliği açık, net ve kesin bir şekilde yer almalıdır. (Örneğin her ayın 2. Ve 3. Haftası hafta sonları şeklinde gibi)

Velayet kendisine bırakılan eş, ergin olmayan çocuklar için diğer eşten çocuklar için iştirak nafakası ödenmesini isteyebilmektedir. Bu kapsamda, velayet kendisine bırakılmayan eş, ergin olmayan müşterek çocuğun giderlerine katkıda bulunmakla yükümlü olduğundan,  TMK Madde 182/2’de düzenlendiği adıyla, iştirak nafakası ödemelidir. Bu sebeple bu husus da miktarı ve ödeme zamanı belirli bir şekilde boşanma protokolünde belirtilmelidir. Aksi halde hakim, netleştirilmesini taraflardan istemekte, eşlerin tam olarak uzlaşamaması durumunda hakim bir belirlemede bulmakta ve eşlerin onayına sunmaktadır.

Protokolde değinilmesi gereken bir diğer nafaka çeşidi de yoksulluk nafakasıdır. Eşlerden biri boşanma ile yoksulluğa düşecekse bu durumda diğer eşten yoksulluk nafakası adı altında uygun bir tazminat ödenmesini de isteyip bu durum protokolde kararlaştırılabilir.

HAKİMİN MÜDEHALESİ: Davaya bakacak olan aile mahkemesi hakimi tarafların anlaşmış olduğu nafaka mal bölüşümü gibi hususlara karışamaz, sözleşme maddelerini re’sen değiştiremez. Velayetin tarafına müdahale edemez. Fakat evlilik birliği içinde doğmuş olan müşterek çocuğun velayeti üstlenmeyen diğer ebevenle görüşünde kısıtlayıcı bir süre belirtilmiş ise bunu değiştirebilir. Genel görüş iki haftadabir hafta sonu, dini ve milli bayramların ikinci günü özel günlerin (doğumgünü ,babalar günü gibi) devamında da görüş hakkı verilmesidir.

Görüşün tamamen kaldırılması mümkün değildir. Çünkü çocuğun ebeveyni il görüşmesi çocuğun üstün yararına yönelik bir durumdur ve hakim kamu düzenini temsilen çocuğun yüksek yararına olacak müdehalede bulunabilir.

Genel bilgilendirmemiz bu şekilde olup daha detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için hukuk ofisimizi ziyaret edebilirsiniz.

Avukat Zehra Selin Aksu