Tehdit suçu, 5237 sayılı TCK’nın 106. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca tehdit suçunun işlenebilmesi için; bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etme durumunun olması gerekir.
Tehdit suçunun oluşabilmesi için kişi üzerinde bir korku ve endişe yaratması ayrıca bu korku ve endişenin kişinin psikolojisini ve iç huzurunu etkileyecek düzeyde olması gerekir.
Fail: Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişidir. Fil.
Mağdur: Suçun mağduru belirli bir kişi veya belirlenebilir bir kişi olmalıdır. Tehdidin konusunu teşkil eden kötülük veya haksızlığın mutlaka mağdurun şahsına yönelmiş olması gerekmez . Kişinin kendisine veya yakınına da tehdit yönelmiş olabilir. Yakının mutlaka akraba olması gerekmez kişinin arkadaşı veya dostu da kişinin yakını kapsamına dahildir. Kanun koyucu yine bu durumda da hukuki olarak tehdit eylemi cezalandırılma yoluna gitmiştir.
Tehdit suçu ile korunan hukuki değer: kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.
Maddi unsur: İlk olarak mağdurun karar verme ve hareket etme özgürlüğünü kısıtlaması ve kişinin iç huzurunun bozulmasına sebep olması gerekir. Kişi üzerinde bir endişe oluşmalıdır.
Manevi unsur: Tehdit suçu kasten işlenen bir suçtur.
‘‘Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.’’ Denilerek farklı durumlar için olan ceza sınırları belirtilmiştir.
Tehdit suçunun basit hali (malvarlığına yönelik olarak) şikayete tabidir. 6 aylık şikayet süresi bulunmaktadır. Yani suçun işlenmesinden 6 ay süre geçmekle artık şikayet zamanaşımına uğramış olur. Ancak suçun diğer halleri bakımından herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır.
Tehdit suçunun 106/1 fıkrasının 2. cümlesinde sayılan “malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından veya sair kötülük edeceğinden bahisle tehdit eylemi” şikayete bağlı olması nedeniyle uzlaşmaya tabidir.
Şikayete tabi olmayan halleri bakımından şikayet hakkı dava zamanaşımı süresi içinde kullanılabilir.
Tehdit suçu için cezanın alt ve üst sınırları da göz önüne alındığında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Ek başkaca suçlar var ise suçların cezalarına göre görevli mahkeme değişebilecektir.
Tabi bu hükmün uygulanabilmesi için sanığın HAGB‘yi kabul etmesi gerekir.
Daha detaylı bilgi ve savunma için hukuk ofisimizi ziyaret edebilirsiniz.
Avukat Zehra Selin AKSU